Haben Sie Schmerzen?
👩⚕️ Ärztin (Doktor)
🇩🇪 Haben Sie Schmerzen?
🇹🇷 Ağrınız var mı?
🧑🏻 Patient (Hasta)
🇩🇪 Ja, sehr.
🇹🇷 Evet, çok.
👩⚕️ Ärztin (Doktor)
🇩🇪 Können Sie mir zeigen, wo es weh tut?
🇹🇷 Ağrıyan yeri gösterebilir misin?
🧑🏻 Patient (Hasta)
🇩🇪 Genau hier, Frau Doktor, in meinem Brustkorb.
🇹🇷 Tam burası, Doktor Hanım, göğsümde.
👩⚕️ Ärztin (Doktor)
🇩🇪 Hier, hm… Spüren Sie es immer an dieser Stelle?
🇹🇷 Orası mı, hm… Hep o bölgede mi hissediyorsunuz?
🧑🏻 Patient (Hasta)
🇩🇪 Nein, manchmal bewegt sich der Schmerz hierher.
🇹🇷 Hayır, bazen ağrı bu tarafa doğru geliyor.
👩⚕️ Ärztin (Doktor)
🇩🇪 Ich verstehe. Um was für einen Schmerz handelt es sich? Können Sie ihn mir beschreiben?
🇹🇷 Anlıyorum. Ne tür bir acı? Onu bana tarif edebilir misiniz?
🧑🏻 Patient (Hasta)
🇩🇪 Nun meistens fühlt er sich wie ein Krampf an, aber gelegentlich ist er heftig und stechend.
🇹🇷 Şey, çoğu zaman bir kramp gibi geliyor, ama bazen keskin ve bıçaklayıcı oluyor.
👩⚕️ Ärztin (Doktor)
🇩🇪 Spüren Sie ihn ständig oder verschlimmert er sich gelegentlich?
🇹🇷 Bunu her zaman mı hissediyorsunuz yoksa ağrı gidip geliyor mu?
🧑🏻 Patient (Hasta)
🇩🇪 Nun, er wird manchmal schlimmer. Er scheint mich in Wellen zu überkommen, aber meistens ist er ständig anwesend.
🇹🇷 Şey, bazen daha da kötüleşiyor. Dalgalar halinde üzerime geliyor gibi görünüyor, ama çoğunlukla her zaman orada.
👩⚕️ Ärztin (Doktor)
🇩🇪 Beginnt er plötzlich, oder entwickelt er sich langsam?
🇹🇷 Aniden mi başlıyor yoksa yavaş yavaş mı gelişiyor?
🧑🏻 Patient (Hasta)
🇩🇪 Er scheint sich stufenweise zu entwickeln.
🇹🇷 Yavaş yavaş gelişiyor gibi.
👩⚕️ Ärztin (Doktor)
🇩🇪 Was machen Sie, wenn der Schmerz da ist?
🇹🇷 Ağrı geldiğinde ne yapıyorsunuz?
🧑🏻 Patient (Hasta)
🇩🇪 Nun, ich kann nicht viel machen, ich muss mich eben damit abfinden.
🇹🇷 Şey, yapabileceğim pek bir şey yok, buna katlanmak zorunda kalıyorum.
👩⚕️ Ärztin (Doktor)
🇩🇪 Gibt es etwas, dass den Schmerz verursacht oder verschlimmert?
🇹🇷 Ağrıya neden olan veya ağrıyı daha da kötüleştiren bir şey var mı?
🧑🏻 Patient (Hasta)
🇩🇪 Nun, ich finde es beim Treppensteigen schlimmer. Auch, wenn ich husten muss oder tief einatme… Es ist furchtbar, als ob man ein Messer in mich stechen würde.
🇹🇷 Merdiven çıkarken daha kötü hissediyorum. Öksürmem ya da derin bir nefes almam gerektiğinde bile… Korkunç bir şey, sanki biri beni bıçaklıyormuş gibi oluyor.