Verben mit Akkusativ (-i Hali Fiilleri)
Almancada bazı fiiller yalnızca Akkusativ (ismin -i hali) ile kullanıldığı için bu tarz fiillere “Verben mit Akkusativ” denir ve böylesi fiillerin Akkusativobjekt adında bir nesnesi vardır.
Almancada bir cümledeki ana fiilin (cümledeki yüklem) Akkusativ ile kullanılıp kullanılmadığını anlamak için o yükleme bir takım sorular sorulur. Bu sorular: kişiler için wen, nesneler için was şeklindedir.
Kişiler | Nesneler |
---|---|
wen (kimi) | was (neyi) |
Hörst du mich? (Wen?)
Beni duyuyor musun? (Kimi?)
Yukarıdaki örnekte de görüleceği üzere cümledeki yüklem olan hören (duymak) fiilimize wen (kimi) sorusunu sorduğumuzda aldığımız cevap bize Akkusativobjekt’i göstermektedir.
Benzer mantık Türkçede de bulunmaktadır. Türkçe çevirisine kimi sorusunu sorduğumuzda da belirtili nesneyi bulabilmekteyiz. Yani bu demektir ki, Türkçe çevirilerine bakıp fiilin Verben mit Akkusativ olup olmadığını anlayabiliriz.
Ancak çoğu fiil için işe yarayan bir yöntem olsa da, istisnaların olması sebebiyle bu yöntemi her durumda kullanmanızı tavsiye etmiyoruz. Zira, Almancada Verben mit Akkusativ olarak kullanılmak zorunda olan bir fiil, Türkçeye pekala başka hallerde çevrilebilir. Bu durumla alakalı aşağıdaki örnekleri inceleyebilirsiniz:
Ich habe einen Computer. (Wen?)
Bir bilgisayarım var. (Kimi?)
Bir bilgisayara sahibim. (Kimi?)
Yukarıdaki örnekte de fark edileceği üzere cümlenin ana fiili olan haben Almancada Akkusativ (ismin -i hali) bir kullanıma sahipken Türkçede -i hali bir kullanıma sahip olmamaktadır.
Bu nedenle bu tarz fiilleri başlangıç aşamasında ezberlemenizi tavsiye ederiz. Zamanla alışkanlık kazanacağınız için kolayca yapabileceksiniz.
Verben mit Akkusativ
Aşağıdaki listede yaygın bir şekilde kullanılan Verben mit Akkusativ fiilleri, örnekleri ve telaffuzlarıyla beraber aşağıdaki tabloda listelenmiştir.
verben | fiiller | Örnek Cümle |
---|---|---|
achten | saymak, tanımak, saygı göstermek | Er achtet die Regeln. Kurallara saygı duyar. |
ändern | değiştirmek, değişmek | Sie ändert ihre Meinung. Fikrini değiştirdi. |
ärgern | kızdırmak, öfkelendirmek | Das ärgert mich. Bu beni kızdırıyor. |
bauen | inşa etmek, yapmak | Wir bauen ein Haus. Ev inşa ediyoruz. |
beantworten | cevaplandırmak, cevap vermek | Er beantwortet die Frage. Soruya cevap veriyor. |
beeindrucken | tesir etmek, etkilemek | Sie beeindruckt mich. Beni etkiliyor. |
beginnen | başlamak, girişmek | Sie beginnt zu arbeiten. Çalışmaya başlıyor. |
begrüßen | karşılamak, selamlamak, ağırlamak | Wir begrüßen die Gäste. Misafirlerimizi ağırlıyoruz. |
bekommen | almak, elde etmek | Ich habe ein Paket von der Post bekommen. Postaneden bir paket aldım. |
beleidigen | kırmak, incitmek, rencide etmek | Warum beleidigst du mich? Neden bana hakaret ediyorsun? |
benutzen | kullanmak, faydalanmak | Ich benutze kein Duschgel. Duş jeli kullanmıyorum. |
besitzen | sahip olmak | Ich besitze ein Auto. Benim bir arabam var. |
besuchen | ziyaret etmek, uğramak | Wir besuchen unsere Großeltern. Büyüklerimizi ziyaret ediyoruz. |
beschmutzen | kirletmek, pislemek | Er hat die Familienehre beschmutzt. Aile onurunu lekeledi. |
bilden | oluşturmak, kurmak | Sie bilden ein Team. Bir takım oluşturuyorlar. |
bitten | rica etmek, dilemek | Ich bitte um Hilfe. Yardım istiyorum. |
brauchen | ihtiyacı olmak | Du brauchst ein Buch. Sana bir kitap lazım. |
drehen | çevirmek, döndürmek | Tom drehte den Schlüssel. Tom anahtarı çevirdi. |
erben | mirasa konmak | Sie erbt das Haus. Ev ona miras kaldı. |
erfinden | icat etmek | Emil Berliner erfand die flache Schallplatte. Emil Berliner düz plağı icat etti. |
ergänzen | tamamlamak | Du ergänzt den Satz. Cümleyi sen tamamla. |
erreichen | ulaşmak, yetişmek | Er erreichte sein Ziel. Hedefine ulaştı. |
erschrecken | korkutmak, ürkütmek | Du erschrickst mich. Beni korkutuyorsun. |
erwarten | ummak, birini/bir şeyi beklemek | Sie erwartet ein Baby. Bir bebek bekliyor. |
es gibt | var | Es gibt einen Hund. Bir köpek var. |
essen | yemek | Er isst einen Apfel. Elma yiyor. |
fangen | tutmak, yakalamak | Ich fange Forellen. Alabalık tutuyorum. |
finden | bulmak, rast gelmek | Ich finde Deutsch schwer. Almancayı zor buluyorum. |
fordern | talep etmek, bedeli olmak | Alles fordert seinen Preis. Her şeyin bir bedeli var. |
fördern | desteklemek, teşvik etmek | Sie fördert das Projekt. Projeyi destekliyor. |
fragen | sormak | Er fragte nach deiner gesundheitlichen Lage. Sağlık durumunu sordu. |
gewinnen | kazanmak, elde etmek | Thomas gewann eine Goldmedaille. Thomas altın madalya kazandı. |
gründen | kurmak, tesis etmek | Romulus gründete Rom. Roma’yı Romulus kurdu. |
Benzer şekilde Almancada kullanılan -e hali fiilleri için: Verben mit Dativ